Engin
Erkiner
Yüksel
Eriş blogunun üçüncü yılına ilişkin bir yazıda ikinci yıldan bu yana olanları
kısaca hatırlatmakta yarar bulunuyor. Bunun nedeni, geçtiğimiz bir yılda iki
önemli gelişme olmasıdır.
Birincisi: Kısaca,
bu iş bitti, olarak ifade edilebilir. İki amacımız vardı, ikisine de ulaştık ve
bu iş bitti.
İlk
amacımız saflarımızdaki Lazkiyeli hainin devrimci cinayetlerini,
Muhabaratçılığını, karanlık ilişkilerini ortaya çıkarmaktı. Beş yıllık
çabamızın sonunda devrimci hareket bu konuda fazlasıyla bilgilenmişti. Reyhanlı
katliamıyla Acilciler’in adının geçmişte bilinenlerin de ötesinde gündeme
gelmesi sonucu yapmış olduğumuz açıklamalar devrimci hareketi aştı ve başka
çevrelerde de yayıldı.
Reyhanlı
katliamıyla ilgili olarak yapılan çok sayıda televizyon programının bir
bölümünü dinleyebildim. Dikkati çeken, katılımcıların Acilciler’in geçmişiyle
ilgili olarak ayrıntılı bilgi sahibi olmaları ve hatta bazılarının http://enginerkiner.org sitesinden alıntı
yapmalarıydı. Bazıları sitenin adını vererek bunu yapıyordu. Böyle bir bilginin
kısa sürede edinilmesi mümkün olmadığına göre, bu durum, sitedeki yazıların
uzun zamandan beri okunduğunu gösterir.
Reyhanlı
katliamıyla birlikte Acilciler adı ön plana çıkınca, çok kişi bu örgütle ilgili
en önemli bilgi kaynağının bu site olduğunu biliyordu. Acilciler Reyhanlı katliamındayoktur!.. yazısı katliamın ilk günü yazıldı. Şu ana kadar 4845 kişi
tarafından okunmuş. Bu günlerde sitenin günlük ziyaretçi sayısı bir ara 14 bin
kişiyi geçmişti. Siteyi ilk kez ziyaret edenler eski yazıları da bol
miktarda okudular ve zaten eskilerin okunma sayısındaki artış da bunu
gösteriyor. İlk amacımıza ulaştık.
İkinci amacımız, 1988
yılında örgütsel varlığı sona eren Acilciler’in adının Lazkiyeli hain
tarafından pis amaçlar için kullanılmasını engellemekti. Bu isim, Muhabarat’ın
Acilciler adını kullanarak devrimci harekete sızması için kullanılıyordu. Bunun
için Ankara merkezli ülke çapında bir gazete çıkarılması planlanmıştı, bürosu
bile tutulmuştu. Deşifre ettik ve engelledik.
İnanan
sayısı gittikçe azalıyordu ama yine de bu ismin pis amaçlar için kullanılması
bizi rahatsız ediyordu.
Lazkiyeli
hain Reyhanlı katliamı üzerinde kaldığı için fena sıkıştı ve “Acilciler 20
yıldır yoktur!..” –doğrusu 25 yıl- açıklaması yapmak zorunda kaldı. Tek
ayağı üzerinde kırk tane yalan söyleyen bu tipe, “öyle ise bunca zamandır
derdin neydi?” diye sormak abes olur. Önemli olan bu amaca da ulaşmamızdı.
Acilciler tarihini bu tarihte teorik ve pratik kayda değer herhangi bir rolü
bulunmayan bu pisliğin elinden kurtardık.
Bundan
sonra kurucusu olduğunu iddia ettiği Şebiha milisleriyle Banyas’ta katlettiği
200 kadar Sünni gibi yeni vahşetlere mi yönelir, Muhabarat’ta başka bir şey mi
yapar; bizi ilgilendirmiyor.
El Nursa
Cephesi Banyas’taki Sünni katliamındaki rolü nedeniyle bu tipin kellesine ödül
koymuş ve bu da bizi ilgilendirmiyor.
Son bir
yıldaki diğer önemli gelişme ise, örgüt tarihi yazımının somutlanması
oldu. Zengin bir tarihimiz var, ama bu tarihin yazılabilmesi için önce
alanın temizlenmesi gerekiyordu. Lazkiyeli haini bu tarihten süpürdük,
yalanlarını ortaya çıkardık, palavralarını etkisizleştirdik. Kim, nedir, iyice
ortaya çıktı.Bu tarihin yazımıyla ilgili olarak Acilciler külliyatı deyimini
kullanmıştım. Bunun ne olduğunu başka bir yazıda anlatacağım.
İlk kitap
yayınlandı: Sol İçi Şiddet ve Nebil Rahuma Olayı
Kitabın
basımı hoşumuza gitmedi ve kitabın dağıtımı büyük oranda bitti. Bu kitabı
yaklaşık yüzde 40 oranında genişletip, genişletilmiş ikinci baskısını
yapacağız. İkinci kitap, Mehmet Koç ile ilgili ve o da yayınlanacak.
Arkasından
başka kitaplar gelecek…
Bir yılda
önemli adımlar ama bu adımların beş yıllık geçmişi bulunuyor. Eski
özelliklerimize geri döndük denilebilir. Biz konuşmakla yetinmeyiz,
yaparız. Yapmaktan kastım, yapabilmek için ciddi olarak teşebbüs
etmektir.
Hatalarımız
olabilir, başarısız da olabiliriz; ama bir şeyi yapmaya karar verince ciddi
olarak teşebbüs ederiz. Yapamazsak, yapamadık, deriz, ama yapmak için ciddi
olarak teşebbüs ederiz.
İçi boş
ajitasyon ve palavracılık bu nedenle bize uymaz. Yapmak için teşebbüs
edebiliyorsan, birini olmazsa ötekini mutlaka yaparsın.
Acilciler’in
tarihinin anlatımında da iyi işler yapacağız…